Monday, 30 April 2012

Radar Kardesligi

Gectigimiz haftasonu araba ile sehirler arasi bir yolda ilerlerken onumde giden arac once sag sonra sol sinyal verdi. Ne yapmak istedigini anlamaya calisirken bir anda aklima Turkiye’de sehirlerarasi yollarda insanlarin sellektor ya da elleri ile isaretler yaparak birbilerini ilerideki radar ya da polis kontrolu ile ilgili uyardiklari geldi.

Eksisozluk'te radar kardesligi olarak tanimlanan bu olgu sanirim sadece Turklere ozgu degil, cunku baska ulkelerde de uygulandigina dair deneyimler ve gozlemler paylasilmis. Ancak bu kardesligi en iyi yasatan milletlerden bir oldugumuz kesin. Eksisozlukte tam 12 sayfanin bu konu ile ilgili olmasi ne kadar yaygin oldugunun da bir gostergesi sayilabilir.

Klasik olarak bir radar kontrolunu fark eden surucunun karsi seritten gelen ve potasiyel radar kurbani! olan suruculeri uzun uzun sellektor yaparak uyarmasi ve karsi tarafin da sellektor ile cevap verip hizini azaltmasi ve bu sayede radara girmekten ve ceza ya da corba parasi! vermekten kurtulmasi seklinde ozetlenebilecek bu kardeslik nedense toplumda bir suc ortakligi olarak kabul edilmiyor. Cunku ne yazik ki bunca kazaya, bunca olume, bunca uyariya ragmen hala daha surat yapmak bir hak ve ustalik, hiz siniri ise bir dayatmacilik olarak kabul ediliyor.

Ne yazik ki benim cevremdeki okumus, mesleklerinde iyi yerlere gelmis arkadaslarim bile uzun yolda hiz yapmanin normal oldugunu dusunebiliyor hatta Istanbul-Ankara arasini ne kadar kisa surede aldiklari ile ovunebiliyorlar.

Radar kardesligi Turkler arasinda o kadar seviliyor ve benimseniyor ki o sellektor uyarisi ile hizini yavaslatanlar kendilerini kurtaran! kisiden hayir dualarini eksik etmiyorlar.

Hiz yapanlarin gerekceleri genelde ayni: uc seritli yolda o limit olmaz, ilceden gecerken hiz 70'e inmez vb. Oysa bu savi ileri surup gaza basan arkadaslarimin yurtdisina ciktiklarinda, ozellikle Amerika'da araba kullanirken ne kadar korktuklarini ve hiz limitlerini hic zorlamadiklarini adim gibi biliyorum.

Evet kabul ediyorum radar uygulamasinin asil amaci kazalarin en fazla oldugu yerde radar oldugunu suruculere belirterek hiz yapmalarini engellemektir onlari avlamak degildir ve Turkiye'de radar ne yazik ki kazalari engellmek icin degil ceza yazip para toplamak icin uygulanmaktadir ama yine de kural kuraldir ve uyulmasi gerekir.

Isi bir de obur yanindan dusunelim. Hiz yaptigi icin ceza yiyen bir surucu en azindan olayin sokunu atlatana kadar hiz limitlerine dikkat edecektir. Sizin uyardiginiz ve bu sayede yavaslayarak radardan kurtulan kisi ise buyuk olaslikla kendini zafer kazanmis hissedecek ve gaza biraz daha asilacaktir. Sizin iyilik yaptiginizi dusundugunuz bu kisi gaza asildigi anda kaza yapip birkac kisinin olmesine ya da sakat kalmasina neden olursa bunun vicdani sorumlulugunu nasil tasiyacaksiniz. Yoksa o kazadan hic haberiniz olmadigi icin gonul rahatligi ile sellektor yapip hiz canavarlarini uyarmaya devam mi edeceksiniz?

Ister onaylayin ister onaylamayin dunyadaki birkac ulke disinda karayollarinda hiz yapmak SUCtur. Sellektor yaparak suclunun ceza almaktan kurtulmasini saglamak size normal mi geliyor?

O halde bir evi ya da arabayi soyan hirsizi, karisini bicaklayan bir kocayi, ya da son zamanlarda moda oldugu uzere doktor darp eden bir hasta yakinini gordugunuzde de imdat diye bagirmak yerine aman kardesim elini cabuk tur birazdan polis gelir seni yakalar diye seslenin. Altindaki araci cinayet aleti olarak kullanan hiz delisi canavari ceza almasin diye uyarmanin bundan hicbir farki yok cunku.

No comments:

Post a Comment