Monday, 8 July 2013

Doktorların el yazısı neden kötüdür?

Wendell Jamieson Father Knows Less adlı kitabında değişik yaş gruplarından çocukların enteresan sorularını o konunun uzmanlarına sorarak yanıtlamış. İnternetin bu kadar el altında olduğu bir çağda ne derece yararlı olabileceği tartışılabilir belki ama bence okuması keyifli. Aslında ben kitabı okumuyorum. Kütüphaneden aldığım sesli kitabı ev-iş-ev güzergahında otomobil kullanırken dinliyorum ve bu eğlenceli kitap yolda çok rahat dinleniyor. 

Kitaptaki 6 yaşında Kaliforniya'lı bir çocuğun doktor olan amcasının verdiği hediyeye iliştirdiği notu ailede kimsenin okuyamaması üzerine sorduğu Doktorların el yazısı neden çok kötüdür sorusu ilginç geldi.  Gerçekten de tüm dünyada doktorların el yazısı kötü ve okunaksız olması ile ünlüdür. 

Zaman zaman hatta itiraf etmek gerekirse çoğu zaman kendi yazdığım yazıyı 15 dakika sonra yine kendim okuyamadığım çok olduğundan bu sorunun cevabını özellikle merak ettim. Yazar amcasının kendisine ne yazdığını bir türlü öğrenemeyen zavallı çocuğun sorusunu Floridalı bir elyazısı ve adli doküman uzmanına yöneltmiş.

Uzman konuyu tek bir sözcük ile açıklamış: ACELECİLİK 

Cevabın hedef kitlesi çocuklar olduğu için de onların anlayabileceği şekilde devam etmiş: Çünkü doktorlar gün boyunca birsürü belge yazmak ve imzalamak ile kaybettkleri zamanı aslında hastalarını iyileştirmeye ayırmak isterler. Yazı işini biran önce bitirmek istedikleri için acele ile karalama yaparlar. Bununla beraber uzmanın cevabından Amerikada bazı doktorların yasal problemlerden kaçınmak için düzgün yazma kurslarına gittiklerini de öğreniyoruz zira eczacının doktorun reçetesini yanlış okuması ya da okuyamaması sonucu yanlış ilaç vermesi doktoru önemli yasal yükümlülükler ile karşı karşıya bırakabilir.

Doktorların yazısının kötülüğü ile ilgili 1996 yılından yapılan ve dünyanın en saygın bilimsel degilerinden biri olan British Medical Journal'da yayınlanan bir araştırmada doktor ve diğer sağlık personelinin 10 saniyede değişik metinler yazmaları istenmiş. Sonuçlar değerlendirilidiğinde doktorların el yazısının diğer personelden daha kötü olmadığı sonucuna varılırken erkek yöneticilerin yazılarının diğerlerinden daha kötü olduğu saptanmış.

Elbetteki her doktorun el yazısı kötü değil üstelik bize okulda kötü yazmayı da öğretmiyorlar. İnce cerrahi işlemleri sorunsuz yapan kişilerin yazı yazmayı beceremediğini düşünmek haksızlık olur. Sorun sanırım önceliklerde. Belki de biz doktorların el yazısı kötü değil, sadece kötü yazmayı tercih ediyoruz. Bu insanların kafasında gizem yaratmak ya da ezcacılara okulda doktor yazısı okuma dersi veriyorlarmış dedikodusunu haklı çıkarmak için bilinçli yapılan bir tercih değil. Sadece o an aklımızda yazı yazmaktan (güzel yazı yazmaktan) daha önemli birşeyler olduğu için anlık gelişen bir durum. 

Önceki makalenin aksine Journal of the Royal Society of Medicine'da 2006 yılında yayınlanan bir makalede okunaksız kötü el yazısının çok ciddi bir sorun olduğu vurgulanmış. 2005 yılında yapılan bir başka araştırmada rastgele seçilen 40 ameliyat notunun sadece %24'ü çok iyi ve okunaklı bulunurken %37'si çok kötü ve okunaksız olarak değerlendirilmiş. 1999 yılında Amerikalı bir kardiyoloğun reçetesi eczacı tarafından yanlış okunmuş ve 42 yaşındaki bir hasta hayatını kaybetmiş. Kuşkusuz bu tek örnek değil. Her yıl sadece İngiltere'de 30.000 kişinin tıbbi hatalar sonucu öldüğü ileri sürülüyor. Türkiye için ise böyle bir istatistik benim bildiğim kadarı ile yok ancak gelişmiş ülkelerden daha iyi olduğumuzu düşünmek bence biraz fazla hayalcilik olur.

Çözüm galiba yine teknolojide. Her türlü tıbbi kaydın dijital ortamda tutulması sorunu bir ölçüde çözebilir ancak çoğu doktorun özellikle yaşlı doktorların bilgisayar kullanımına çok aşina olmadığı da mutlaka göz önüne alınmalı. 



Referans 

No comments:

Post a Comment